10 Aralık 2007 Pazartesi

Satıldık Ey Halkım...

Bir süre önce Emin Çölaşan'ın son kitabını, Kovulduk Ey Halkım'ı , okudum. Karıştım, düğüm oldum, öyle kaldım.

Uzuuun yıllardır Radikal okurum, okurdum. Daha bir gazete gelir bana. Diğer gazetelerde okuyacak bir şey bulamam. Bir tek hafta sonları Hürriyet ve Sabah alınır(dı) eve. Çocuklar geldiğinden beri gazete okuyamıyorum. Gazeteyi ele aldığımda gecenin onu olmuş oluyor, o saatten sonra da bende okuduğumu anlayacak hal kalmıyor. İş bu nedenle Hürriyet veya Sabah almaya başladım.

Bu kitabı okuduktan sonra ise ne Hürriyeti ne de başka bir Doğan gazetesini alasım yok. Bir Emin Çölaşan fanı olduğum söylenemez. Sevdiğim bir yazar değildir. Üslubundaki kabalık, sevimsizlik yazılarını okumamı engeller çoğu zaman. Kitabı okurken daha da iyi anladım ki kendini fazla ciddiye alan bir insan ve ben öyle insanları hiç sevmem. Kendisiyle dalga geçebilmek önemli bir erdemdir benim gözümde. Ama gazeteciliğine bir şey diyemem.
Diyemezdim; artık derim. Patron şunu yazma dedi, bunu yazma dedi, şu banka işi olsun öyle yazarsın dedi. E patron dedi de sen de dinlemişsin ama... Şunları şunları yazma demiş, sen de yazmamışsın. Çıkan sonuç bu değil mi, ben mi yanlış anlıyorum? Bu seni de gazeten gibi satılmış yapmıyor mu? Sana, Hürriyete böyle yapıyorlarsa gruptaki diğer gazetelere de aynı baskı yapılmıyor mu? Bu gruptaki gazetelere baskı yapılıyor da diğer gazetelere yapılmıyor mu? Yani neyi ne kadar nasıl bileceğimizi birileri belirliyor. O zaman niye gazete alıyorum ki? Birileri bana fikirlerini empoze etsin, beni uyutsun, hangi olay karşısında nasıl düşüneceğimi belirlesin diye mi?

Ya da okunabilecek bir gazete var mı? Cumhuriyet mi? AKP karşıtı olması dışında ortak yanımız olduğundan şüpheliyim. Emin Çölaşan tek bağımsız gazete Sözcü demiş ama şimdi orada yazıyor. Gazete de reklamlarında bunu kullanıyor. Acaba burada yazmak için mi öyle dedi diyorum. Akşam'ı denedim, Serdar Turgut'u severim ama mizah yazarı olarak. Pek sarmadı. Sabah zaten devletin. Taraf diye bir gazete buldum. 1 lira olmasından bakarak biraz daha bağımsız olduğu sonucuna vardım. Ahmet Altan'mış genel yayın yönetmeni. Bakacağız bakalım...

1 yorum:

Köşenin Delisi dedi ki...

bahsettiğin kitabı okuduğumdan beri hiçbir gazetenin hiçbir yazarını okumamaya başladım. hürriyetten bekir coşkunu çok severim, onu bile okumak gelmiyor içimden artık...radikalde bi tek türker alkanla yıldırım türkeri severim, arada bakar oldum onlara da...artık tek yaptığım gazetelerin internet sayfalarına girip yeni bi olay var mı, günün haberleri nedir diye bakmak...yazarları cidden okuyasım kaçtı, ne zaman geri gelir bilmiyorum...