19 Kasım 2007 Pazartesi

kara delik


Bok gibiyim. Bir el kalbimi sıkıyor da sıkıyor. Belirtiler birkaç gün önce başlamıştı, en sonunda bu sabah elle tutulur hale geldi. Nefret ediyorum bu halde olmaktan, böyle hissetmekten. Mutsuzluğum neredeyse elle tutulacak kadar somut.

Bu kadar çabuk beklemiyordum. Üç hafta değil mi, hiç bir şey olmaz sanıyordum. Ancak iki hafta dayanabildik. Kopuşların nedeni benim aslında. İnsanlardan çok şey bekliyorum ve her seferinde hayal kırıklığına uğruyorum. Oysa kaç defa söyledim kendime kimseden birşey bekleme, hiç kimseden. Kimse senin kadar düşünmek, senin gibi hissetmek zorunda değil. Bu senın sorumluluğun. Başka kimseden fedekarlık bekleyemezsin. Patlamaların herşeyi içinden çıkılmaz hale sokuyor. Biraz sakin ol, insanlara kapris yapmayı, sanki haksızlığa uğruyormuşsun gibi davranmayı bırak. Yetişkinsin, öyle davran.

Durumum trajikomik. Bir kaç gün sonra 33 yaşımı dolduruyorum. Artık genç bir kadın değilim, neredeyse orta yaşlı sayılacağım ve hala ergenlik sorunlarıyla mücadele ediyorum: kişiliğini ebeveynlerine kabul ettirmeye çalışan ergenin bunalımları. O dönemlerde özgürlüğümü yalanlarla, yarattığım sahte karakterin yardımıyla kazanmaya çalışıyordum. Şimdi dürüstüm ve bunun cezasını çekiyorum. "Saygısız ve terbiyesizim." Her türlü eleştiriyi kabullenmeli davranışlarımı bunlara göre şekillendirmeliyim. İtiraz hakkım yok. Saygısız ya da terbiyesiz olmamalıyım. Bunlar benim iyiliğim için, bunları o söylemezse kim söyler? Beni düzeltmek, terbiye etmek, silkeleyip kendime getirmek onun görevi. Çocuklarımı büyütürken her türlü müdahaleyi hoş karşılamalı, bunları dikkate almalı hatta daha da iyisi ne deniyorsa onu yapmalıyım. Kukla olmalıyım böylece, başta ben, herkes huzur içinde yaşayıp gider. Eleştirilmeliyim, eleştirilerle delik deşik olmalıyım. Benim ne kadar kırıldığımın, gücendiğimin bir önemi yok, yeter ki o kırılmasın, gücenmesin, ben terbiyesiz olmayayım. Bu arada ben hiç eleştirmemeliyim, başka insanlara karşı hep onun tarafını tutmalı, hep onun haklı olduğunu söylemeliyim, terbiyesiz ve kırıcı olmamalıyım...

Bütün bunların en korkunç tarafı aslında ona benzemem, başka insanlara onun bana davrandığı gibi davranmam. Senden özür diliyorum, kalbini kırdığım, seni acımasızca eleştirdiğim, sadece ve sadece benim istediğim gibi varolmana izin verdiğim için özür dilerim. Bunu düzeltmek için elimden geleni yapacağım. Bir daha kalbini kımamak için, sırf kibarlığından ve iyiliğinden sesini çıkarmadığında bir kalbin olduğunu unutmamak için elimden geleni yapacağım. Size benim yaşadıklarımı yaşatmayacağım. Yalansız, riyasız olduğunuz gibi olabilmenize izin vereceğim.

11 yorum:

Köşenin Delisi dedi ki...

canımsın, Toprak'ı uyutur uyutmaz arıyorum seni...ne çok üzmüşler seni :(( izin verme nolur, bu hayat senin...

elektra dedi ki...

:(

tam anlamadan ahkam kesmiş gibi görünmek istemediğim için bir şey demeyeceğim yazdıklarına ağaçkakan. sedece bir ses iyi gelir diye düşündüğümden yazıyorum. bir de şimdiden doğumgünün kutlu olsun dersem ,belki keyiflenirsin diye. sevgiler...

Köşenin Delisi dedi ki...

aradım da noldu konuşamadık ki...mail atıyım ben sana, sen de uygun olunca cevap yaz bari olur mu :) muck

Kıç Kıça dedi ki...

Bahar'ım çok seviyorum seni..
Sıkma canını.
Portakal falan sık onun yerine. Hırsını alırsın hem bak.
Mantı sık veya. Kızartır gönderirsen burada yiyip seni anarız Deli'ylen.
Kemerleride sıkabilirsin. Artan parayla Ankara'ya gelirsiniz. Önceden sıkıp yolladığın mantıyı hala yemediysek senin tarifine göre pişirir yeriz beraber.
Gerçi söz vermiim ben; belki sen gelmeden yiyebiliriz mantıyı. Malum evde Deli var. Mantı delisi. Ne kadar Mantı varsa yiyo bu ya. Bırakmıyo bana. Neyse gelince anlatırım artık. Mantı sıkıcaksan biraz çok sık o yüzden. Sanada kalsın. Yol yorgunu birde yemekle uğraşmayalım. Ankara'ya iner inmez, yapar yeriz.

Ayrıca :
http://img515.imageshack.us/img515/9209/yigit03qs3.png

Bide:
http://img76.imageshack.us/img76/1165/yoz55vh.jpg

Bu son: http://www.gencgundem.com/blogcu/serkan/images/yigit_ozgur_bosmollah.jpg

Köşenin Delisi dedi ki...

hişşş bana laf çarpçaana linkleri düzgün ver hıh bi tek 2. açılıyo...

ayrıca da ben miyim mantı canavarı??????? ha-ha-haaa

Kıç Kıça dedi ki...

1 ve iki açılıyo işte yalancı. 3 açılmıyo bi tek. Onuda şimdi tekrar yazıyorum. Eksik kalmış.

http://www.gencgundem.com/blogcu/serkan/images/yigit_ozgur_bosmollah.jpg

Buda bonus: (da ayrı yazılır biliyoz. Bi buliim şu kuralı koyanı. Çok pis ayırcam dalarını onun.)

http://img129.imageshack.us/img129/3540/dedesenkayandasnkr9.jpg

Kıç Kıça dedi ki...

Ya gıcık oldum. Sonları çıkmıyor gönderdiğim linklerin. Sinir oldum. Açılmaz tabi... :(

Neyse direkt google'a yiğit özgür yazın. Sonra görselleri tıklayın. Bi sürü var, bakının işte. İlla ayağınıza kadar getirmem mi gerek? Hayret bişi.

Bu bloglarınızı satsanıza bana. Hazır yazılı blog ne güzel. Kıskanıyorum sizi...

kecilerin cobani dedi ki...

qagacikakan, bu barisla deli ikilisi acayip matrak, sence de oyle degil mi.
buraya yazip da birazcik desarj olman cok iyi olmus.
annem en zor anlarimda bunlarin gecici oldugunu hatirlatir bana, dogrudur. onun gibi dusunmeye basladigimdan beri daha iyi hissetmeye basladim ruhumu. daha az asilestigim soylenemez, ote yandan.. ))
kendi cocugunu senden baskasi daha iyi buyutemez. kim ne derse desin. anliyorum ki cok zor durumdasin. hıı hıı tabii tabii diyip kafana takmamak ve bildigini yapmak gerek, her ne kadar pratikte her zaman yapabilir olmasa da.. gececek bunlar ama, gececekk..
su blogdaki fotografina baktim da, gerisi yalan..
sanki bana mazimden birseyler hatirlatti, mazur gor eger haricten gazel gibi geliyorsa sana..

kecilerin cobani dedi ki...

o en bastaki q, kendini kendi kendine ekletmis, hic ustume kabul etmiyorum. )))

Köşenin Delisi dedi ki...

dalar ne barış ya

Ben Ona Resmen Asigim dedi ki...

İnsanlar sanırım yaşlandıkça giderek annelerinebenziyorlar. Şu anda kendimi anneme benzetmiyorum ama kendi annemi anneanneme benzemeye başladı.

2 diploması olmasına rağmen çalışmayıp bize baktığı için kendini hep kötü hissetti, şimdi ben bunaldığımda işi bırakıcağım dediğimde beni hırpalamaya başlıyor.

yanlış anlaşılmasın ben çok iyi anlaşırım annemle her türlü fedakarlığıda yapar annem. Ama işten konu açıldığında annem mutasyona uğruyor. Sanırım her defasında kendini benle özdeşleştiriyor benimle tekrar evde oturmayı seçmiş gibi oluyor.

Bu arada doğum gününüz gelmiştir ben biraz geç ziyarete geldim, malum bende bunalımdaydım. Doğum gününüz kutlu olsun. Bebişlerinde geliyor doğum günleri keyiflenmek için bir bahanedir bu belki.

Boşverin bunlar gerçekten geçiyor öyle ya da böyle yaşayıp gidiyoruz ve ben her seferinde tekrar tekrar anladığım gibi kimseyi değiştiremiyorsunuz. 2,5 yaşındaki bebeğinizi bile.